Cuma bir posta sığmaz demiştim:) Stilize şehir gezileri devam ediyor...
Istanbul Modern ardından tarihi yarım adanın sadece minik bir kısmında gezimize devam ettik.
Guruldayan midelerimize Mısır çarşısının emen girişindeki Pandeli'de muhteşem bir ziyafet çektik. Pandeli 1901'den bu yana açık, kendinizi bir anda o dönemlere ışınlanmış gibi hissediyorsunuz. Lezzetin yanısıra sunumlarındaki şıklık ve stilize detaylardan hiç ödün vermiyorlar, restoran kuşbakışı bir taraftan çarşıya bir taraftan Eminönü meydanına bakıyor.
Aşağıda gördüğünüz muhteşem sebzeli kuzu incik ve patlıcanlı börek ile zevkten uyuştuk kaldık, Pandeli'nin özel bademli unsuz kurabiyesi ve misçayla kendimize geldik.
Sebzeli İncik
Patlıcanlı Börek, üstünde bir yaprak döner.
Pandeli'nin nostaljik tarifesi.
Pandeli'nin tavanında da işlemeler başınızı yukarı kaldırdığınızda sihirli bir dünya da olduğunuzu hissettiriyor.
Sonrasında, Mısır Çarşısı'na daldık, mis baharat kokuları arasından Tahtakale'ye çıktık. Tahtakale'de incik boncukcularda kendimizi kaybedip Kapalı Çarşı'da çay ile verdiğimiz mola sonrası sokak sokak gezdik, özelikle Bedesten'de takılar muhteşemdi.
Ancak size daha çok evinize renk getirecek iki aksesuarı resimledim. Renkli cam kırıklarından yapılan mumluklar, çok uygun fiyatlı ve evinize mucevher şıklığı katacak havadalardı. Bir de kemik kutular, ince ince işlenmiş resimlenmiş, çeşit çeşit boy ve tiplerde büyük emek ürünü güzel bir hediye seçeneği.
Yeni şehrin eğlencesine, yakınlığına kapılıp tarihi yarım adayı ben de ihmal ediyorum ama her gittiğimde günlerce etkisinden kurtulamıyorum. Karar aldım daha sık ziyaret edeceğim, size de öneririm, insan boyut değiştiriyor, büyüleniyor.
5 comments:
bu ufak motifli kutulardan istiyorum :)
tamamdır:) ne kadar istersen...
hepsi çok güzel, İstanbul'a her gediğimde uğramaya çalışıyorum aslında, post çok güzel olmuş bu resimler sayesinde ne almak istediğimize karar verir öyle geliriz dğer türlü herşey o kadar göz alıcı ki, insan karar veremeyip eli boş bile çıkabiliyor, sonrası derin bir pişmanlık tabi ki :)))
Aynen, benim de aklım yarı değerli dizi dizi taşlarda kaldı.
ben de o kutucuklara bayildim, hele mumluklar ışıl ışıl
Post a Comment