Çağlayan, tasarımcı kimliğinin yanısıra büyük bir sanatçı, St. Martins'den mezun, kendi deyimiyle bir taraftan müzelere collectorlara sanatsal çalışmalar yapan bir sanatçıyken, bir taraftan mağazalara ticari kolleksiyonlar hazırlayan bir tasarımcı.
Caglayan 2010 SS Collection
Serginin açılışı nedeni ile İstanbul'da olan Çağlayan, İstanbul Moda Akademisi'nin düzenlediği panelde çok içten ve samimi bir şekilde soruları cevapladı. Ben de paneldeydim, panele sevgili StyleBoom davetlisi olarak katıldım, kendisine burdan buyuk teşekkurler.
Kısa ama öz bir oturumdu, okadar cebimi doldurdum ki sizlere elimden geldiğince aktaracağım.
İzlenimlerim, Vogue reklamında ki "Bence..." Huseyin Çağlayan'ın tıpatıp kendi! Sorulara cevaplarında sürekli "Bence" yle başladı, cevaplarının sadece kendi açısından değerlendirmeler olduğunun altını mütevazilikle çizmek için.
Bazı sanatçıları dinlerken, işlerini takip ederken bir kaybolmuşluk hissederim, belki de yaratıcılıklarını perçinleyen bir karmaşıklık, belirsizlik derim. Huseyin Çağlayan bir o kadar netti. Kendini, seçtiği yolu, çalışmalarını o kadar net ifade ediyordu ki, tanımı çok net rahat yapıyor, pozitif ve negatif yönleri teraziye koyuyor, sonrasında bunlar benim seçimimdi diyerek içindeki netliği aynı dolaysızlıkla ifade ediyordu.
"Ortada kalmis durumum var,1 taraftan sanat dunyasinin bir parcasiyim 1 taraftan moda...avantajlari var, yanlizligi da!Kendi secimim!"
Bu haliyle kendisine saygım kat kat katlandı.
Sanatçı olmaya gerek yok , sıradan bizlerin bile sıklıkla yaşadığımız kafa karışıklıkları ve kaybolmalar için özenilecek bir örnek...
Caglayan 2010 SS Collection
Moda'nın yeni nesil tanımını bir çok defa yaptı, modanın son dönemde yenilikçilikten çok pazarlama ile ilintili, network ile ilintili hale geldiğini cesurca dile getirdi. Moda'nın resim, müzik, mimari kadar kültürün bir parçası olduğunu, bir ülkenin kültürünü represente edecek en önemli dallardan biri olduğunu vurguladı. İstanbul'da son yıllardaki gelişmelerin, büyük moda metropolu Londra, Paris ve Milano'nun 20 sene önceki hallerine benzetti. Tam bir üretim ve deneysel dönem, bu dönemden markalaşmaya geçilecek diyerek yaşadığımız dönemi tanımladı.
Bir tasarımcı olarak farklılaşmak için verdiği örnekler tasarım öğrencileri yanısıra bence herkesin ders çıkarabileceği cinstendi.
- "En iyi ve başarılı tasarımcılar kişiselleşen tasarımcılar oluyor."
- "Bayan tasarımcı kendi giyebileceği tsarımlar yapabilmeli, erkek tasarımcılar ise dışardan bir göz olarak fark yaratıyor."
- "Bedenin kendi yapısı ile dengeli proportionlar daha başarılı, yer çekimi en buyuk bileşen ve gelenek 3. bileşen olarak formulu tamamlıyor."
- "Kalite çok önemli, dikişin, malzemenin lux olmasına, bazen olmamasına, aradaki dengenin dogru kurulmasına bağlı."
- "Uygulama çok önemli, teknik insanlarla beraber olmak, uygulamayı öğrenmek çok önemli, çizmek vermek üretimini beklemek yeterli gelmez."
- "Farklılıkları yaşamak, farklı fikir sahibi insanlarla gelişimi tamamlamak çok önemli, birbirinin gölgesinde kalmamalı farklı noktaları görebilmelisin."
- "Kesinlikle estetik birisiyim, fikir, kavram var ama estetik cok önemli"
- "Klişelere karşı değilim, klişelerin KLİŞE olmasının bir sebebi var!"
- "Bir cok insan eklemeyi bilir, azaltmayi bilmez."
- "Herkes star olamaz, kimileri de ekip icinde başarılı bir parça olmayı kabul etmeli. Star olmadan, yer aldığın pozisyonda başarılıysan, saygı görüyorsan, iyi para kazanıyorsan..Mesele star olmak degil, yaptığın işten mutluluk duymaktır."
Afterwords çalışması-2000: Çağlayan bu çalışmada savaş zamanı eşyalarını bırakarak, evlerini terketmek durumunda kalan insanlardan etkilenmiş.
Sergiye pazar günümü ayırıyorum, yarın doya doya Huseyin'den duyduklarım kulaklarımda adım adım gezeceğim, size de bu önemli sanatçıdan moda, stil bir yana hayata dair bir şeyler yakalamak için sergisini ziyareti öneririm.
İyi haftasonları
No comments:
Post a Comment