Saturday, 27 February 2010

VOGUE FINALLY


VOGUE Nihayet...
Vogue tanıtımlarında tek beni çelen slogan:) Bir de Nişantaşı Beymen vitrinlerini mecra olarak kullanmak dahiceydi, medya ekibine tebrikler ama bunlar dışında ne yazık ki tanıtımı hiç beğenmedimi daha önce de yazmıştım.

Dün akşam itibariyle Vogue Turkiye ellerimdeydi, tüm gün ara ara karıştırdım okudum. Bu arada paralelinde blogger dünyasının an be an yorumlarını da takip etitm ve benim değerlendirmelerim:

Pahada da yükte de ağır Vogue
Elime ilk aldığımda bu kadar ağır dergi okumayalı ne kadar oldu dedim:) Sanırım 2001 krizine kadar dergiler böyle kalın kalındı. Diğer dergilerimi de almamazlık etmedim tabii, Elle ve Instyle... (Bazaar ve Vogue UK aboneyim yoldadır..) Onlar da Vogue geliyor diye mi bilmem bir önceki ayın 4 katı idi...
Fiyat, önceden Turkiye'ye gelen rakiplerinin 1 çıt üstünde...

Reklamlar...
Açar açmaz heyecanla Seda Domaniç'in yazısını okumak için kolları sıvadım ancak yazıya ulaşmam için 88 reklam sayfası geçmem gerekti, ağırlık ve kalınlığın sebebi çıktı ortaya, başlangıçtan sonra da iki sayfada bir karşıma çıkan reklamlar..
Kimileri negatif , kimileri pozitif değerlendirmiş, ben burada mesleğimden kopamayacağım ve sektörü hareketlendirdiği ve hatta bu mecrayı kullanmayan markaları bile çektiği için bunu başarı olarak görüyorum. Okuycuların sıkıntı duymayacağını düşünüyorum çünkü alışık olduğumuz markalar classy ilanlarını verirken, olmadıklarımız mecraya yakışmak için farklı çalışmalar advertorialler hazırlatmışlar..

ve Editör
Seda Domaniç'i iş dünyasından tanıyorum ama moda dünyasına yakınlığı hakkında hiç bir bilgim yoktu, e bu derginin her sayfası onun onayıyla çıkacaktı yani Vogue Turkiye imzası olacak kadını tanımak istiyordum.
Yazısı çok içtendi, başarılı bir iş kadını, strategist olduğu satır aralarında okunuyordu, modaya uzaktı ama nasıl yakınlaşacağını da iyi hesap etmiş gibiydi. Nerden anladığımı sorarsanız kapak seçimi hikayesi büyük ipuçları veriyordu...

İçerik
İlk sayıyı özel sayı olarak değerlendirmekte fayda var diyorum, daha esas Vogue Turkiye'nin çizgisi nasl olacak bir gösterge yok. Cesur olacaklarının işaretlerini veriyorlar ancak ilk sayı cesurdan çok Vogue Turkiye'ye gelMEmişte belki yurtdışında da yayınlanan Turkiye özel sayısı çıkarmış gibi.. Evet çekimler çok güzel, çok emek var belli ama ben Vogue'un hareketi, yenilikleri, farklı bakış açısını, benim de gözümü eğiten anlayışı bulamadım. Güzel, özel bir ek gibi, Turkey edition gibi, hatta dışarıya Turkiye'yi anlatıyor belki..

Sevdiklerim
Kapak- Seda Domaniç'in de dediği gibi bir muzip tebessüm ve güçlü duruş yok mu?:)
Batılı Göçmen, Maden Devri ve Gece Yolcusu çekimleri- Ustalara ne denebilir ki, çekimler ve seçimler fantastico
Vogue Nostalji- Zeki Müren modaca ne zamandır bu detayda anlatılmamıştı,
Vogue Turkiye web sitesi eş zamanlı yayında- http://www.voguemag.com.tr çok önemli bu önemin bilincinde olmaları, lansmana yetiştirmeleri super!

Sevmediklerim
En Vogue- trend saptamaları çok doğruydu ama seçimler hiç Vogue değildi,
Istanbul Moda Haftası- ben oradaydım, bu kadar karanlık değildi,

Vogue Turkiye'yi bütününde çok sevinçle karşılıyorum ve giderek yayının çizgisinin oturacağını ve kendi yolunu bulacağını biliyorum. O kadar yetenek barındırıyoruz ki bu konuda ülkemizde...
HOŞGELDIN VOGUE!



No comments:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...